Asit ve Baz

30 Kasım 2014 tarihinde tarafından eklendi.
  • Sirke veya limon suyu gibi maddeler ekşimsi tatlarıyla tanınırlar. Bu özelliklerini;asitlerinden almışlardır. Limonda sitrik asit, sirkede ise asetik asit bulunur. Bir sıvının asitliğinin, tadına bakılarak anlaşılması tehlikelidir; çünkü derişik asitler kötü yanık olaylarına sebebiyet verirler.
  • Asitlerin tanınması için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir, uzun süreden beri, bazı renkli maddelerin, asitlerle temasında farklı renkler aldıkları, renk değiştirdikleri gözlenmiştir; Bu maddeler indikatörlerdir. Söz gelişi; mavi renkli olan turnusol (bir indikatör kağıt) asit ile etkileştiğinde kırmızı renk alacaktır.
  • Birçok asit suda kolayca çözünerek renksiz çözeltiler verir. Mesela, gaz olan hidroklorik asit; sıvı olan sülfat asidi, nitrat asidi ve asetik asit gibi asitlerin hepsi suda çözünürler. Bu çözünmeler esnasında bazen çözeltinin ısısında tehlikeli miktarlarda artış olur.
  • Asitlerin metaller üzerinde kuvvetli etkileri vardır. Çivi gibi demir bir madde veya bir çinko parçası hidroklorik asit veya asetik asitli çözeltiye daldırıldıklarında; kaynama ile birlikte renksiz bir gaz çıkışı gözlenir: Bu gaz hidrojendir. Bu gazı; bir tüp içersinde toplayıp hava ile verdiği ateşlenme reaksiyonu ile tanıyabiliriz.
  • Asit tanınmasında bu reaksiyon daha güç olabilir. Söz gelişi: Demir, Çinko veya bakır, nitrat asidi ile muamele edildiklerinde sarı kırmızı renkte bir gaz çıkışı gözlenir. Bu renkli buharlar hidrojen tarafından değil, azot tarafından oluşturulmuştur. Asit ve Baz
  • Asitlerin bir diğer özelliğinden de jeolojide yararlanılır. Karbonatlar eşliğinde, asitler büyük bir kaynaşma ile karbonik gaz çıkışını sağlarlar. Tebeşir, mermer, kalker kayalar kalsiyum karbonattan oluşmuşlardır, bu yüzden asitler ile kaynaşma oluştururlar. Silisli kayaların bu şartlar altında asitler ile reaksiyon vermeme özelliklerinden yararlanarak; kalker kayaların, silis kayalardan farklandınlmaları sağlanır.
  • Bütün asitlerde ortak olan özellikler çok basit bir olgudan kaynaklanmaktadır; asitler kendilerini kolayca terk edebilen hidrojene sahiptirler, (çözelti içinde kalmak suretiyle) H+ ile gösterilen hidrojen iyonları elde edilir. Bir çözeltinin asidik özelliği, sahip olduğu H+ iyonlan sayısına bağlı olarak artar. Bu özellik hidrojen potansiyeli yani çözeltinin pH’sı olarak nitelendirilir. pH değeri, EPıyon sayısına ters yönde değişim gösterir.
  • Nötr bir çözeltinin pH’sı 7’ye eşittir. Su örneğinde olduğu gibi. Asidik bir çözeltinin; asidik özelliği pH’sının 7’den küçük olduğu oranda fazladır.
  • 7’nin üstünde pH’ya sahip olmak mümkün müdür? Evet. Böyle çözeltiler bazik çözeltilerdir. H+ iyonlannı kapma özelliği gösterirler. Bir asitin, bir baz ile reaksiyonundan, büyük ısı çıkışı eşliğinde su ve tuz adı verilen yeni bir ürün oluşur.
  • Temizleme işlemlerinde (söz gelişi mutfak fırını) kullanılan sud (NaOH) bir bazdır. Sud’un hidroklorik asit üzerine etkisiyle su ve sodyum klorür tuzu oluşur. Sodyum klorür, mutfak tuzundan başka bir şey değildir.
  • Diğer çok tanınan bazları şöyle sıralayabiliriz; keskin kokusuyla tanınan amonyak (NH3>-sudaki çözeltisi NH4OH olarak gösterilir veya uçucu alkaliler; potas, kireç, barit vs.
  • Bazlar çoğunlukla yakıcıdırlar; sümüğümsü dokular, deri gibi canlı dokuları aşındırırlar.
  • Kimya endüstrisinde sülfat asidi ve nitrik asidin rolü çok büyüktür; gübre, patlayıcı, renklendirici, deterjan imallerinde kullanılırlar. Bir ülkede endüstrinin gelişimi, ürettiği sülfat asidi miktarı ile ölçülür. Asetik asit ise plastik imalinde önem kazanır.
  • Elektroliz ile bazlardan; hidrojen, oksijen, metal eldelerinde yararlanılır. Laboratuarlarda bazlann bu özellikleri etkin olarak çalışmalara girmiştir. Aynca endüstride bazlardan; sabun, deterjan, renklendirici üretiminde yararlanılır.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Şifrelerle KPSS Eğitim Bilimleri